Kemaliye Taşyol…
Doğu Anadolu gezimizin en özel noktalarından biri olan Kemaliye – Taşyolu’ndan bahsetmek istiyorum sizlere… İlk olarak Isuzu’nun desteğiyle çıktığımız, Faruk Akbaş’la birlikte Isuzu D-Max tanıtım fotoğraflarını çekmek için ve 2004 yılının Mayıs’ında Kemaliye Doğa Sporları Festivali için gitmiştim Taşyol’a.
Faruk Akbaş’la tanışmamız da Sıtkı Fırat sayesinde olmuştu. Ankara’da faaliyet gösteren, Sıtkı Fırat tarafından kurulan; Fırat Color’da… Onun bir kaç gösterisini hazırladım ve kaynaştık. Ve ardından Kemaliye yolları taştan… 🙂
Ben fotoğrafçı olduğum için Faruk Akbaş’ı biliyordum. Özcan Yurdalan’la birlikte yaptıkları, Sarı Otobüsle İpek Yolu Belgeselini hayranlıkla izlemiştim. Ve kendisiyle birlikte böyle bir çekime gitmenin heyecanını yaşadım.
Isuzu D-Max’la yaptığım çekimlerden birkaç tanesini sizlerle paylaşmak isterim…
Faruk Akbaş yine makinesi elinde tabii ki… 🙂
Ankara’dan yola çıkarken bile Taşyol’da nasıl fotoğraf çekeceğimizin programını yapmıştık. Taşyol denince insanın aklına “Arnavut Kaldırımı” gibi bir şey geliyor ilk olarak. Ama ardından birde bakıyorsunuz ki, koskocaman bir dağı delmişler…
Daha sonra, 2008 yılında Şenol ile gezimizi planlarken Taşyol’un Divriği tarafından girmek istedik. Divriği-İliç yolu üzerinde oldukça küçücük bir levha var. Adatepe Köyüne gelmeden hemen önce. Oradan girdikten sonra yaklaşık 15 km. kadar toprak yolda gidiyorsunuz.
Bu yolda oldukça keyifli ama bir beklentiniz varsa yani Taşyol’u görmek istiyorsanız bir türlü bitmiyor bu yol.
Sonra Taşyol’un girişi… Kemaliyeler Taşyolu…
Bundan sonra 8 kilometrelik yolu üç saatte geçtik.
Sürekli durup fotoğraf çekmek, kendimizce mizansenler oluşturmak…
Şenol’un Gümüşhane’den aldığı Köme’yi yemek, çeşme başı muhabbetlerimiz…
Hepsi birbirinden güzel, keyifli anlardı. Bundan sonrası kelimelerle zor ifade edilebilir.
Kemaliye’de Mayıs ayının sonunda düzenlenen Kültür ve Doğa Sporları Şenliği var. Gerçekten gidilmesi ve görülmesi gereken bir bölge Kemaliye ve Taşyolu…
Taşyol’dan biraz bahsedeyim size. Kemaliye halkı, 1870’li yıllarda bugün Karanlık Kanyon olarak adlandırılan güzergah doğrultusunda Kemaliye’yi çıkmaz sokak olmaktan kurtaracak ve İç Anadolu’ya bağlayacak, biraz da kısaltacak bir yol hayal etmişler.
Bir zaman sonra da bugün Taşyol adıyla bilinen yol açma çalışmasına aralarında topladıkları paralarla başlamışlar. Halkın gönüllü maddi katılımı ile başlanan bu yolda 1950-1960 yılları arasında insanlar inanılmaz azimle 1900 metre kadar bir yol açmışlar.
Bu yolun güzergahı; Fırat’a 80-90 derecelik dik kaya ve dağ yamacı tamamen. 1992 yılında o günkü Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu ve Kemaliye Kaymakamı Atilla Şahin bu yolun mahalli imkanlarla açılması konusunda bir çalışma, bir seferberlik başlatırlar ve ilk etapta halk katılımı ve Özel İdare desteğiyle makineler ithal edilerek işe başlanır.
Daha sonra yol bitirilerek 03 Ağustos 2002 tarihinde hizmete açılır. 10 süren bu inanılmaz çalışma sonucunda 7 metre genişliğinde, 4722 metre tünel açılmıştır. Yolun toplam uzunluğu 8520 metre. Bu yolun açılmasıyla; Kemaliye-İstanbul-Ankara arası kısalmış. Divriği-Kemaliye(Eğin), Elazığ (Harput) kültür ekseninde bu üç kültür merkezi birbirine bağlanmıştır.
Kemaliye ilçe merkezine doğrudan ulaşımı olmayan 7 köyün doğrudan irtibatı sağlanmış. Yaban hayatı yönünden de zengin olan ve bir doğa harikası olan 8,5 km. uzunluğunda ve 670 metreye varan dik kayalıkları vadi tabanındaki Karasu-Fırat Nehriyle bütünleşen Karanlık Kanyon turizmin hizmetine sunulmuş.
Kemaliye insanının azim ve karalılığı ile 132 yıllık bir rüya proje gerçekleştirilmiş. Şimdi bu bilgileri öğrendikten sonra o güzelliklere insanın bakışı değişiyor… Dünyanın ikinci büyük kanyonu olması da insanı Kemaliye’ye özellikle de Taşyol’a çekiyor.
2008’de ki gelişimizde Şenol’la birlikte yaptığımız kamptan bir anı…
Ve kamp sırasında manzaramız… Büyük Ayı’yı da gördük… 🙂
Tabii Arapgir’de Fırat Nehri Manzaralı eve diyecek bir şey bulamıyorum…
Faruk Akbaş, Sıtkı Fırat, Lütfü Özgünaydın ve sevgili hocam İbrahim Demirel gibi Türkiye’nin büyük fotoğraf sanatçılarıyla birlikte. Şimdi ne kadar da iyi yapmışım da bu büyük ustalarla birlikte gitmişim diye seviniyorum…
Sıtkı Fırat’ı da anmadan geçemem… Kemaliye deyince akla gelen ilk isimlerden biri. Bu fotoğrafta, Sıtkı Fırat’ın doğup büyüdüğü evde; Akçalı Köyü’nde Faruk Akbaş’ın gözünden bir anı kaldı kalbimde. Saygıyla anıyorum sizi Sıtkı bey…
Ben çekim yaparken arkada da Şenol beni çekiyordu. Ama benim en sevdiğim ve beni ifade eden bir fotoğrafımı çekmiş Şenol.
Ellerine sağlık Şenol. Çok teşekkür ederim…